1. Anasayfa
  2. Yıkım ve Para Cezaları

İmar Para Cezasının İadesinin Zorunluluğu


0

İmar Para Cezasının İadesinin Zorunluluğu

  1. İmar Para Cezaları Hangi Durumlarda İade Edilir?

Ruhsatsız ya da ruhsata aykırı bir yapı yaptığınızda hem idari para cezası hem de hapis cezası alabilirsiniz. Ancak aynı fiil için iki farklı ceza verilmesi hukuken tartışmalıdır. Bu yazıda, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 7. fıkrasına göre; ceza mahkemesi tarafından hüküm verilen durumlarda, daha önce ödenmiş olan idari para cezasının nasıl geri alınabileceği veya henüz ödenmemişse nasıl kaldırılacağı incelenecektir.

  1. İdari Para Cezasının İadesi Veya Kaldırılmasının Şartları

Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapmak fiili nedeniyle hakkında idari para cezası verilenlerin, aynı fiil kapsamında Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesinde düzenlenen “İmar Kirliliğine Neden Olma” suçu nedeniyle yapılan ceza yargılaması neticesinde mahkûm edilmesi halinde, tahsil edilen idari para cezasına ilişkin tutarın kendilerine iade edilmesi, tahsil edilmeyen para cezasının ise kaldırılması gerekmektedir.
(Danıştay İDDK, 28.06.2018 tarih ve K.:2018/3741)

2.1. İdari para cezasının iadesi veya kaldırılması için hangi şartlar gerekir?

2.1.1. Ceza, yeni düzenleme yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olmalıdır:

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesi, Anayasa Mahkemesi tarafından 2008 yılında iptal edilmiştir. Bu iptalden sonra 17.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5940 sayılı Kanun ile madde tamamen değiştirilmiştir. Bu yeni düzenlemede, aynı fiilden dolayı Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesine göre mahkûm olan kişilere, tahsil edilen idari para cezasının faizsiz olarak iade edileceği belirtilmiştir.

Yeni düzenleme geriye yürütülmez:
Kanunda ve Danıştay kararlarında, bu hükmün sadece 17.12.2009 tarihinden sonra verilen cezalara uygulanacağı, bu tarihten önce kesinleşen para cezaları için geçerli olmayacağı açıkça ifade edilmiştir.
(Danıştay 14. Dairesi, 01.04.2015 tarih ve E:2013/10845, K:2015/2472 sayılı karar)

2.1.2. TCK’nın 184. Maddesi Kapsamında “Mahkûmiyet” Kararı Olmalıdır

  1. a) Hapis ya da Adli Para Cezası Verilmişse:
    Eğer kişi, “İmar kirliliğine neden olma” suçundan dolayı hapis cezası ya da adli para cezası almışsa (veya bu cezalar ertelenmiş olsa bile hüküm kesinleşmişse), “mahkûm” sayılır. Bu durumda, daha önce kesilen idari para cezasının iadesi veya kaldırılması mümkündür.
  2. b) Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı:
    HAGB kararı verilmişse kişi “mahkûm” sayılmaz. Bu nedenle, idari para cezası iadesi veya kaldırılması talep edilemez. Ancak istisnai olarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, sanığa ceza verilip HAGB uygulandığı bir olayda iade gerektiğine karar vermiştir. Yine de bu karar, genel uygulamanın dışındadır.

Not: Denetim süresi içinde yeni bir suç işlenip HAGB bozulursa, mahkûmiyet kesinleşmiş sayılır ve iade/kaldırma talebi yapılabilir.

2.1.3. Başvuru Zorunluluğu

Ceza mahkemesinde verilen mahkûmiyet kararı sonrasında, kişi otomatik olarak para cezası iadesi alamaz. Bunun için, karar kesinleştikten sonra İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca idareye başvuru yapılması gerekir:

  • Eğer para cezası ödenmişse, iadesi talep edilir.
  • Henüz ödenmemişse, kaldırılması istenir.
  1. İdarenin Para Cezasını İade Etmemesi veya Kaldırmaması

Yukarıda sayılan şartlar gerçekleştiğinde, belediye veya il özel idaresine yapılacak başvuru sonucunda:

  • Para cezası ödenmişse, iade edilmesi zorunludur.
  • Ödenmemişse, cezanın kaldırılması gerekir.

İdarenin bu konuda bir takdir yetkisi bulunmamaktadır.

Başvuru, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca yapılmalıdır. Eğer başvuru reddedilirse ya da 30 gün içinde yanıt verilmezse (zımni ret), bu karara karşı 30 gün içinde idare mahkemesinde dava açılması gerekir.

Yargı, bu davalarda gerekli şartların oluştuğunu tespit ederse, başvurunun reddine ilişkin işlemi iptal eder ve ödenmişse para cezasının iadesine karar verir.
(Danıştay İDDK, 28.06.2018, K:2018/3741; İstanbul BİM 5. İDD, 31.10.2019, K:2019/3144)

  1. Eylemin Aynı Anda Hem “İmar Kirliliği” Hem de Daha Ağır Bir Suç Oluşturması Durumu

Bazı alanlarda (örneğin kültürel sit alanları, Boğaziçi sahil şeridi vb.), ruhsatsız yapı yapmak yalnızca “imar kirliliğine neden olma” suçunu değil, aynı zamanda özel kanunlara muhalefet suçunu da oluşturur.

Bu durumda TCK’nın 44. maddesi devreye girer:

“Kişi aynı eylemle birden fazla suç işlerse, yalnızca en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır.”

Dolayısıyla kişi yalnızca özel kanuna muhalefet suçundan mahkûm edilir. Bu da şu soruyu doğurur:
Kişi, imar kirliliği suçundan da mahkûm sayılır mı ve idari para cezası iade edilir mi?

Yargı bu konuda ikiye ayrılmıştır:

Görüş 1 – İade Edilmez:
Kişi hakkında yalnızca özel kanuna muhalefetten ceza verildiği ve imar kirliliği suçundan mahkûmiyet verilmediği gerekçesiyle, idari para cezasının iadesi mümkün değildir.
(İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi, 18.04.2017 tarihli ve K:2017/593 sayılı karar)

Görüş 2 – İade Edilir (Danıştay’ın Benimsediği Görüş):
Mahkeme sanığın hem imar kirliliği hem de özel kanuna aykırılık suçunu işlediğini kabul etmiştir. Ceza yalnızca daha ağır olan suçtan verilmiş olsa da, imar kirliliği suçu da sabit görüldüğü için kişi bu suçtan da mahkûm sayılmalı ve idari para cezası iade edilmelidir.
(Danıştay 14. Dairesi, 24.05.2018 tarihli, K:2018/4060 sayılı karar)

SONUÇ

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 7. fıkrasında;

“Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir.”

hükmü nedeniyle, ruhsatsız veya ruhsata aykırı para cezası verilen kişinin aynı zamanda imar kirliliğine neden olma suçundan dolayı mahkûm olması durumunda, para cezası verilen kişi tarafından yapılacak başvuru üzerine, idari para cezası ödenmişse iadesi, ödenmemişse kaldırılması gerekmektedir.

Zira, aynı fiilden dolayı hem adli hem idari yönden iki ayrı yaptırım uygulanması, mükerrer ceza yasağının ihlaline yol açacak ve hukuka aykırı sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle, ceza yargılamasında mahkûmiyet verilmesi hâlinde, idari yaptırımın da ortadan kalkması hem anayasal hem de yasal bir gerekliliktir.

”İmar Para Cezasına İtiraz” makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir